Sığla Ağacı

Sığla Ağacı

Sığla, dünyada doğal olarak belli yerlerde (Kanada ve Türkiye) yetişir. Türkiye’de en geniş yayılışını Muğla’da özellikle’de Marmaris, Dalaman, Köyceğiz ve Fethiye dolaylarında gösterir. 

Buzul çağından günümüze kadar gelmeyi başarmış bir ağaç olan sığla ağacından elde edilen sığla yağının, eski çağlardan itibaren üretimi yapılmış ve önemli bir ürün olarak çeşitli şekillerde değerlendirilmiştir.

Sığla ağacı, endemik bir ağaç türü olup 300 yıl kadar uzun ömre sahiptir. Boyu, 15-20 metre, uygun koşullarda 35-40 metreye ulaşır. Kışın yapraklarını döker.

Sığla yağı (Styrax Liquidus), sığla (günlük) ağacı olarak bilinen ve Muğla’da yaygın olarak bulunan (Hamamelidaceae familyasına mensup) Liquidambar Orientalis Miller ağacının gövdesine tekniğine uygun açılan yaralardan elde edilen balzamın kaynatılması ve preslenmesi sonucu elde edilen ve geleneksel tedavide yaygın kullanım alanına sahip olan bitkisel bir üründür. Kahverengimsi (tahin) renkte, bal kıvamında, yapışkan, donuk ve mat yapıda olup kendine özgü aromaya sahiptir.

Sığla, dünyada doğal olarak belli yerlerde (Kanada ve Türkiye) yetişir. Türkiye’de en geniş yayılışını Muğla’da özellikle’de Marmaris, Dalaman, Köyceğiz ve Fethiye dolaylarında gösterir. 

Mısır Uygarlığında mumyalamada kullanılmış, firavunlar sığla yağı ile mumyalanmıştır. Mumyalama dışında, sığla yağı Kraliçe Kleopatra’da ve Roma hamamlarında hamamdan sonra kadınların vücuduna sürmek suretiyle bir aşk iksiri ve güzellik aracı, Hipokrat’ta ilaç olmuştur.

Bronz çağında, Demir çağında Akdeniz’de önemli bir ticaret maddesi olarak değerlendirilmiştir. O dönemlerde, Fenike’den gelen ticaret gemileri tarafından Akdeniz’de sığla yağı ticareti yapılmış.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Kanuni Sultan Süleyman Marmaris-Fethiye arasındaki bölgeyi kardeşi Mihrişah Sultan’a vermiş. Mihrişah Sultan da kendisine verilen bu yeri, eşi Mısır Hidivi Ali Paşa ile birlikte vakıf olarak işletmiş ve bu alandaki sığla ağaçlarından elde edilen yağı Mısır’a ihraç etmiştir.

Evliya Çelebi de Seyahat notlarında Menteşe toprağında kavak gibi küçük bir ağaçtan sığla yağı elde edildiğine ve bu yağın Mısır’a, oradan Hindistan’a gönderildiğine, cüzam hastaları tarafından kullanıldığına dair bilgilere yer vermiştir. Anadolu’daki sığla yağı ihracatı sonraki dönemlerde de devam etmiştir.

Sığla Yağının ve Günlük Kabuğunun Kullanım Alanları

Sığla yağı, Muğla’da bitkilere dayalı geleneksel tedaviler kapsamında ülser, gastrit, reflü gibi mide ya da bağırsak rahatsızlıklarında, üst yolunum yolu hastalıklarında, insan ya da hayvanlardaki cilt hastalıklarında, kesi, yara ve yanıklarda kullanılır. Eskiden sünnet olan çocuklarda yara iyileştirici olarak kullanılmıştır. Sığla ağacı çevresinde yaşayan hayvanların bile yaralarını, ağaçtan akan balzama sürerek iyileştirdikleri söylenir.

Sığla yağı, sözü edilen geleneksel uygulamalar dışında dünyada özellikle parfümeri ve ilaç endüstrisinde önemli bir yere sahiptir. Sabunculukta kullanılır.

Sığla yağı üretimi sırasında elde edilen günlük kabuğu, köz parçası üzerine atmak suretiyle buhur olarak mevlitlerde, ölü evlerinde, inanç ve ibadet merkezlerinde kullanılır.

Sığla ağacının baharda filizlenen taze, küçük yapraklarından haşlandıktan sonra kavurmak suretiyle yemek yapılır.

Sığla ağaçlarının bulunduğu piknik alanları da yaz günlerinde serin ve temiz hava almak isteyenlerin önemli uğrak yerlerinden biridir.

Sığla ağacı (Günlük ağacı), Göcek’te doğal olarak yetişen ve yetiştirilebilen bir bitkidir.

Kaynakça

Sığla Yağı ve Günlük Kabuğu, İsmet Baka.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir